EGEMENLİK MİLLETİNDİR!


EGEMENLİK
KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
MENGÜ SİTE :
BİZİM KÜREMİZ

Alternatif küreselleşme hareketleri içinde, yüksek başarı şansının, sadece en örgütlü olanlarda ve sarsılmaz bir amaç birliği doğrultusunda hareket edenlerde olduğunu gördüm.

Çevrecileri, yoksulları işsizleri, işçileri ve bütün barışçıları ellerim patlayıncaya kadar alkışlıyorum. Ancak ben bütün enerjimi, bilincimi, zamanımı ve çalışmamı artık bir başka alternatif küreselleşme hareketinde odakladım:

ANADOLU-
İDİL-URAL-
ALTAY KÜRESELLEŞMESİ

ANADOLU-İDİL-URAL-ALTAY KÜRESİ

Büyük Kafile'ye katılmak için, kim var diye düşünme!   "

"Ben varım" deyip "HAREKET"E GEÇ! ve SİVİL İNİSİYATİFİN
bir parçası ol;

Çünkü;
EĞER İSTERSEN KENDİ KÜRENDE ve KENDİ DÜNYA DÜZENİNDE 
YAŞAYABİLİRSİN!

 

     www.globalidilaltay.com

Not: Resim ve haritalar, facebook sosyal paylaşım ortamından buraya aktarılmıştır.

Üyelik Girişi

Balkan Savaşında Türk Dünyası

 

Balkan Savaşında, Türk Dünyasının Katliamı, Soykırımı ve Acı Çileleri

 

 Yazan: Sadun Köprülü

 

 Acı baskılarla, Asimilasyon politikasıyla yaşamakta olan Türk

Dünyasında Kardeşlerimiz, Soydaşlarımız bugün olduğu gibi eskiden

yüzlerce katliam, soykırım acısıyla yüz binlerce Türkler öldürülerek,

şehit olmuşlardır,

Yerlerinden, topraklarından uzaklaşarak, sürgün olarak, göçe zorlanmışlardır.

Düşmanlar binlerce kadın, çocuk, yaşlıları her türlü işkenceyle,

baskıyla öldürerek, yaşamlarını kayıp etmişlerdir,

Açlıktan, hastalıktan dolayı öldürülmüştür.

 

Türkler dünyada ilk millet olarak her bir dönemde dünyanın her yerinde

Rusların, Çinlerin, Sırpların, Amerika, İngilizlerin, Bulgarların,

Rumların, Ermenilerin, Yunanların, Farsların, Arapların katliamına,

soykırımına maruz kalarak,

Önde gelen yüz binlerce insanlarını Türk olduklarından dolayı

katliamda şehit vermişler.

 

Dünya yüzünde kıyıcı diktatörler Türk dünyasının her karış toprağında,

yerinde, bölgesinde gözü olarak baskı zoruyla Türkleri göçe,

uzaklaştırmaya her türlü sindirme politikasını uygulamıştır.

 

Amerika 100 Milyon Kızılderili Türkünü, Çinler yüz binlerce, Uygur,

Doğu Türkistan Türkünü, Ruslar milyonlarca Azerbaycan, Kırım,

Türkmenistan, Kırım, Tatar,  Özbek Kafkas, Gagavuz, Ahıska Türküne soykırım, katliamla Sürgün ederek öldürmüştür.,

Sırplar

Kosova, Bosna Türkünü, Emriler

yüz binlerce Türkiye, Azerbaycan, Karabağ, Hocalı, Bakü, Irak Türkünü,

İngilizler 1920 Telafer Kaçakaç katliamını,

1944, 1924 Kerkük Katliamı düzenlemişlerdir.

İran Farslar yüz binlerce Tebriz, Erdebil, Urumya, Türkmen Sahra,

Tahran Horasan, Kaşgar, Zincan, Hazar Türkünü,

Romlar Yunanılar Kıbrıs, Lefkoşa, Yeşil Ada Türkünü

Araplar ve Kürtler, komünistler, Irak Kerkük Katliamı 14 Temmuz 1959,

Telafer Katiamı 2004- 2007,

Erbil Katliamı 31 Ağustos 1996

Altunköprü Katliamı 28 Mart şehit etmişlerdir.

Suriye yüz binlerce Lazikiya, Helab, Colan, Hama, Hamıs Türkünü,

 Filistin, Lübnan, Cezayir, Mısır Türkünü her türlü baskı, işkenceyle

şehit ederek topraklarına el koyarak Türkleri kendi ana yurtlarında

sürgüne göndererek yok etmeye her yolu deneyerek, her yönüyle acı,

çile, ölüm dolu soykırım politikasını uygulatarak sürdürmüşlerdir.

 

Balkan Ülkeleri  yaşanan en çok bu acıların kaynağı olarak güzel bir ülkeden veremeye dönmüştür.

Balkan Ülkeleri

Dağlık yer bilinerek, Karadeniz ile Adriyatik denizi

Arasında dağlık ve engebeli alanlar kapsamaktadır.

Eski Yugoslavya'nın parçalanması ile kurulan Slovenya, Bosna-Hersek,

Sırbistan, Karadağ, Hırvatistan, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Romanya,

Türkiye,

Makedonya

Yunanistan ve

Bulgaristan’ı içermektedir.

Balkanlarda ülkelerinizde Alp dağları ile

Dinar, Pindus, Balkan, Rodop ve Karpat dağlarının çoğunlu bölgeyi almaktadır.

 

Balkan Devletlerinin Dağlarını ormanlar kaplamakla ormanlarında

ovalar ve geniş akarsu vadileri bulunmasıyla buralarda önemli tarım alanları yapılmakla

Ülkelerde tarım önde gelen insanların geçim kaynakları tarım ürünleri; tahıl

Buğday, mısır, tütün,

Ayçiçeği, üzüm ile çeşitli sebze ve meyvelerdir. Hayvancılık

Gelişmiş durumdadır

Öte yandan sanayi ilerlemiştir.

Balkan ülkelerinin çoğu, 14. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar

Osmanlı Devleti'nin yönetiminde uzun yıllar kalarak, Osmanlılar, bu

Ülkelere her türlü yatırımda bulunarak cami, yol, çeşme, köprü ve okullar gibi birçok eser inşa

Ederek izleri kalmaktadır.

Balkanlarda, çok sayıda etnik grubunun olduğu bir bölgedir.

 

Buralarda

Türkler, Slavlar, Bulgarlar, Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar,

Arnavutlar, Yunanlılar yaşarlar.

Dinleri Müslüman Hıristiyan olanlar yaşamaktadırlar.

 

Türk Osmanlı İmparatorluğun çoğunluk Türklerin yaşadıkları Balkan

topraklarından çekilişiyle arkada bırakmış olduğu milyonlarca Müslüman

Türkler sahipsiz, kimsesiz, çaresiz Türk düşmanı olan aşırı komünist

kıyıcı dikta rejimlerin

Baskı, işkencesi katliamı, soykırımı altında kalmıştır.

 

14. yüzyılın yarısında Anadolu'ya baskı, soykırım, işkence nedeniyle

çok sayıda Türkler Balkanlar'dan

Göçler gerçekleştirerek 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin birçok dünya,

Arap devletlerini, bölgeyi adalet, hoşgörü, kardeşlik eşitlik,

felsefesi ile yöneltmiş olduğu için Osmanlı devletine birçok milletler

İmparatorluğuna sıkınayı, barınmayı göz alarak yerleşmiştir.

 

Balkanlarda yalnız başına kalan Türkler etnik kimliklerden dolayı

düşmanlar tarafından yok etme, sinsi, temizleme politikasına uğrayarak

devletler arasına çıkan savaşların ve trajedim olayların, dikta

rejimlerinin kurbanı olmuşlardır ve çok sayıda Türkler vatanlarından,

topraklarında uzak ülkelere trenler Türklerle taşarak Sibirya gibi

ölüm yolcuğuna bırakılarak, boz karlar,

Soğuktan

Canlarını kayıp etmişlerdir.

 

Türklerin kendi toprakları olan Balkanlarda uzun tarihlerden beri

yaşayan Türk soydaşlarımıza yönelik katliamlar, soykırımlar, acı

işkence baskılar her yönüyle sürerek, ölüme bırakılan Türkler artık

yok olmaya doğru acı hayatlarını, göz göre, göre vahşi Avrupa'nın

karşısında sessiz kalarak yok olmaya gidiyorlar.

 

Evet, Türk kardeşlerimiz, soydaşlarımız Balkan Savaşları 93 savaşında

Türkler öldürülüyorlar, şehit oluyorlar ve daha acısı 1992-1995

yıllarında Bosna'da yaşanan katliam, soykırım başta olarak binlerce

insanlar Müslüman Türk olduklarından dolayı öldürmüştür.

 

Soğuk Savaşlar dönemi ve sonrasında acılar artarak her Türk kendisini

güvenceye alınmadan gecenin son saatlerinde ve gündüzün başlangıcıyla

ölüm karşılamaktaydı düşman her an Türkleri yok etmeye, ortadan

kaldırmaya soykırıma doğru planlarını çizmekteydi, yönetmekteydi kendi

toprakları olan Bulgaristan ve Yunanistan Türkleri acı, baskılı,

çileli günleri bitmeden her Türk'e yönelik sistematik asimilasyon

politikalar sürmekteydi.

 

1999 yılında

Yugoslavya’daki Sırplar, Kosova'da yaşayan Türklere karşı katliam düzenlemekle Türkleri, öldürerek

Kosova'da yönetim ele almak isteyerek

NATO devreye girmesiyle

Sırpların Kosova'dan

Çekilmeye başladılar Kosova Türkleri bir bölüm haklarına kavuşmalarına rağmen yene acıları vermiş oldukları şehit kardeşlerini unutmadılar.

 

Ahıska Türkleri uzun yıllar Ruslarının acı baskı, soykırım, katliamına maruz kalarak dikta rejini tarafından binlerce Ahıskalı Türklerinin çocukları, kadınları, gençler, yaşlıları öldürülerek, Vatansız yaşayan Ahıska Türkleri sürgün olarak kimsesiz, sahipsiz 9 devlette acı durumları sürdürerek yaşamaktadırlar,

 

Bu acı asimilasyon baskılar 1877-78 Osmanlılar, Ruslar arasındaki

Savaşlarla, Balkan Savaşları doğrultusunda çok tehlikeli acılı günler,

ölüm korkusunu Bosna Hersek Türkleri Müslümanları Yaşayarak, yüz

binlerce suçsuz yere dünyanın BM, İnsan Hakları Örgütünün, Af Örgütü,

Avrupa devletlerinin gözü önünde öldürülmekteydi.

 

1877-78 Osmanlı ile Ruslar Savaşı söylenen, 93 savaşı tam olarak etnik

Irklara karşı sinsi, yok Etme politikası korkunç, dünyanın sonu geldi

diye yok olma Savaşta söylenmekteydi.

 

1877- 1878 Osmanlı-Rus Savaşında

1.253.500 Türk Müslüman insani göçmen olarak yurdundan, toprağından

ayrı kalma durumunda yaşamaktaydı.

 

İnsanların canları yok olarak, bu savaşlarda göç edenlerinin sayıları

birçok kaynaklara göre 1 milyonun üstünde olmaktaydı,

 

93 savaşında bizler için en acı taraf ise bu korkunç savaşta 260.000

Türk kardeşlerimizin şehit olması, öldürülmesidir, ayrıca çok üzücü,

acılı olarak çok sayıda uzaklaştırma, sürgün olan kardeşlerimiz

soğuktan ve açlıktan, hastalıktan ölmesidir.

 

Ayrıca 93 savaşında Türk Balkanlar topraklarında önemli birçok Türk,

İslam kültür yapıtları, anıtları, eserleri bina, camiler sanat

eserleri kalıntıları tahribata uğrayarak, yıkılarak yok olmuştur.

 

Türklerinin Balkan Devletlerinde çoğunluk olmalarına rağmen düşmanının

acımasız sinsi politikasıyla

93 savaşında ne yazık ki  azınlık konumuna düşmüşlerdir yerlerine,

topraklarına, yurtlarına el koyunmuş duruma gelmiştir.

 

1912-1913 yıllarında

Balkan Savaşlarının başlamasıyla tüm düşmanlar bir araya gelerek

Osmanlı Türk devletine karşı Bağımsız 5 Balkan devletlerinden olan

Bulgaristan, Karadağ, Sırbistan, Romanya ve Yunanistan aralarında

birleşerek Osmanlı Devleti'ne savaş açmışlardır.

 

Bu Balkan Savaşında Osmanlı Devleti 93 savaşı ile birlikte çok sayıda

soydaşlarımızı şehit vererek, milli topraklarımız ağır saldırılar

sonucu Ruslar, Bulgaristan, Yunanistan düşmanların toprağına

katılmıştır.

 

Bu korkunç savaşta düşmanlar Türklere karşı saldırılarını

yoğunlaştırarak Bulgar ordusu kıyıcı Çeteleri Balkanlarda

topraklarında yaşayan Türklere ve Müslümanlara saldırarak, birçok

yerde soykırımlar, katliamlar uygulamışlardır.

 

Bu acı durumdan, katliamdan çok Türkler Müslümanlar göç ederek, kendi

yerlerini, yurtlarını, evlerini bırakmışlardır.

 

Balkan Savaşları tüm hızıyla sürerek bu dönemlerde soykırım katliamlar

gerçekleşerek, 500.000 Müslüman Türkler Bulgarlar, Sırplar, Yunanlılar

tarafından öldürülerek, şehit edilmiştir.

 

Aynı durum Balkan Savaşlarından sonrası 1912-1920 yıllarında 413.000

Türk Türkiye'ye göç ederek yaşamış oldukları işkence, acıları,

Türklerinin vahşice öldürülmesi yaşamış oldukları üzüncü, çileleri

önemli trajedinin anları gönül yakıcı, kadınlarının, çocukların,

yaşlıların iniltisini, ağlayışını gözler önünde ibret verici anları

sergilemektedir.

 

1992-1995 yıllarında daha acı durum, soykırım, katliam, üzüntüler,

çileler Bulgaristan, Yunanistan, Doğu Türkistan'da olduğu kadar

Balkanlarda Türk ve Müslümanlar Bosna'da kendi topraklarında

Yaşamaktaydılar.

Türklere, Müslümanlara karşı toplu katliamlar

başlatılmıştır.

 

Sevinç, mutluluk içinde bağımsızlığını dünyaya bildiren Bosna Hersek,

düşman Sırplar tarafından kanlı bir iç savaşı başlatılmıştır.

 

Bosnalı Sırpların Türklere Müslümanlara ve Hırvatlara karşı saldırlar

katliamlar düzenleyerek 200.000 insan suçsuz, günahsız yere

öldürülmüştür, her türlü işkence yapılarak, Ayrıca yüz binlerce

Müslüman Türkler Bosnalılar göçmen durumuna geçmiştir ve ülkelerini

bırakmışlardır.

 İşkenceler katliamlar sonucu

Srebrenitsa'da 8.000 Bosnalı Türk Müslümanlar Sırpların ordusu

tarafından topluca öldürülmüştür.

 

Bosna Hersek’te yaşanan bu iç savaş, Dünya Savaşının hatırlatarak

Avrupa'da en büyük soykırım yaşanarak Türkler Müslümanlar zorla

Sırplar eliyle öldürülmüştür.

 

Artık buna savaş söylemeden yanı başında düşmanlar tarafından uzun

yıllardan planlanan ve gerçekleşen büyük bir soykırımdır bu acı

duruma, ölüm kokusunu seyir eden Batı Avrupa Bosna'da olan soykırım

gündem olmalıdır cezalar buna neden olanlara doğrudan verilmelidir.

 

Balkanlar'da uzun yıllar yaşanan acı olaylar, soykırım katliamlar Türk

ve Müslümanlar çok sayıda insanları kayıp ederek Türk nüfusuna daha

fazla etkisi olmuştur. Çünkü bu büyük kıyımları çoğunluk ölenler hep

Türkler olmuştur

 

Ve bu nedenle Türklere yönelik değişik yönlerde  şiddet ve baskı,

saldırılar, korkutma, soykırım süreci uygulanmıştır ve yeniden

uygulama birçok Türk düşmanları Ermeniler gibi soykırımını Karabağ ,

Hocalı, Bakü Nahçivan Azerbaycan topraklarını işgal ederek baskısını

sürdürmektedir.

 

 

Türklere karşı her Türk topraklarında baskılar, soykırım politikası,

işkence acılar her yönüyle

Sürmek üzere

Bulgaristan, Batı Trakya'daki Türklerin durumu başka ülkelerden hiçte

farklı değildir her Türk dünyasında olduğu gibi buralarda da her türlü

baskılara Maruz kalarak Türkler her türlü ana yasal, kültürel,

insanlık haklarından yoksun olarak

Katliamlar, acı, işkenceler Bulgaristan ve Batı Trakya'da Türklere

yönelik sistematik açıda baskı, asimilasyon, sindirme politikaları

kapsamlı olarak yürütülmektedir.

 

Bu yönden acıların, baskıların devam etmesiyle Türklerin göçleri bu

ülkelerden anavatan Türkiye'ye kurtuluş, yaşam mücadelesi sonucu

zorluklarla artmaktadır.

 

Ayni durum Türklere karşı Yugoslavya'dan Türklerin göçleri imzalanan

Yugoslavya ile Serbest Göç Antlaşması gereği ile 1953-1967

tarihlerinde 175.392 Türk milli siyasi, ırk, Dil, dini sosyal,

ekonomik nedenlerden dolayı Türkiye'ye yerleşmişlerdir.

 

Bulgaristan devletinin kendi Türk topraklarında yaşayan Türklere karşı

Bulgar Devleti her dönemde, acı baskısı sonsuz asimilasyon

politikaları artarak Türkler Dillerinden, Dinlerinden dolayı

öldürülmektedirler çoğunluk olarak Bulgaristan Türkleri azınlık duruma

konularak göç ettirmeye kendi yerlerinden, topraklarından değişik

bölgelere gönderilmektedirler.

 

1951 yılından başlayan Türk göçleri

Moskova Sofya'nın izlemiş olduğu baskılı politikasıyla 154.000 Türk

Bulgaristan Türkiye'ye zorla, baskı nedeniyle göç ettirilmiştir.

 

Bulgaristan yönetiminin Türklere karşı asimilasyon politikasının

artması en önemli nedenler biri Türklerinin diğer Balkan Türklerinin

nüfus daha fazla görünmesi Bulgaristan'ın demografik dengelerinin

bozmakla tehdit etmesi nedeniyle Türklerinin nüfusunun az göstermesi

için her bir yolu denemektedirler.

 

En çok Bulgaristan'ın komünist dönemlerinde Türkleri Türkiye'ye göç

ettirmek için Bulgaristan'ın temel politika olarak 1968 yılında

imzalanan Göç Antlaşması'yla 130.000 Bulgaristan Türkü 1978 yılına

kadar Türkiye'ye göç ettirilmiştir.

 

Bulgaristan rejimi bununla yetinmeyerek

Kendi topraklarında yaşayan Türkleri etnik kimliklerini yok etmek,

kaldırmaya yönelik her türlü acımasız baskılar politikalar uygulamaya

başlamıştır.

1972-1974 tarihlerinde Türk Pomakların, 1981'de ise Romanların ana

dillerinde bırakmış oldukları adlarını baskıyla, zorla değiştirerek

1984 yılından tam olarak bu politika Türklere karşı uygulamıştır.

 

Bulgaristan Türkleri değişik dönemlerde her zaman tehlikeli, baskılı

anlar, karanlık günlerini yaşayarak Bulgaristan Dikta rejimi Türkleri

azınlık göstererek sistematik olarak baskı, ölüm kalım politikasına

maruz kalarak Türklerin adları zorlukla Bulgarcaya değiştirilmiş,

İslam dininin görevler yasaklanarak, her türlü din ibadet

engellenmiştir komünizm diye camilerin kapılarına kapatılarak, kilit

vurulmuştur.

 

Ekonomik bakımından Türklerin yoğun yaşadıkları bölgelerde yerlerde

yatırım, ticaret yapılması yasaklanarak,  Türkçe konuşmalar

kaldırılarak konuşanlar para cezasına çarptırılmıştır okullarda Türkçe

eğitim yasaklanarak kaldırılmıştır. Bu uygulamalara karşı duranlara

karşı her türlü baskı işkence yapılarak Belene'de bulunan hapishane

götürerek toplama, yok etme kampına gönderilerek işkence altında

öldürülürlerdir.

 

Bulgaristan yönetimi Bulgaristan Türklerine karşı asimilasyon

politikçi değişmeden yine Irk Ayrımı sürmektedir, birçok Medeni ve

Siyasi, eğitim, Ekonomik Sosyal, Kültürel hakları bulunmamaktadır

İnsan Hakların Evrensel Beyannamesi ve Helsinki'nin   birçok

antlaşmasını da çiğneyerek yerine getirmemektedir..

 

Türklere İnsan Haklarını, Anayasal, eğitim, yayın, basın haklarını

uygulamamanın yanında 1989 yılında 350.000 Bulgaristan Türkünü

Türkiye'ye göç ettirmiştir. Buda günümüze kadar gerçekleşen en büyük

göç hareketi sayıla bilinmektedir.

 

Batı Avrupa, Balkanlarda sinsi Asimilasyon politikası, tüm yönüyle

hareketlenerek Avrupa'da, Türk bölge, topraklarında insanların değeri

olmadan birçok haklardan yoksun kalmaktadırlar.

 

Ve Türklere karşı olayları İngilizler, Ruslar tarafından

Kışkırtmalar sürerek, Ermenilerin, Teröristlerin kanlı eylemleri

birçok ülkede görünmektedir.

 

Bu son dönemde Bulgaristan Türkleri kendileri nasıl olursa da

toparlayarak, demokratik yollarla kısıtlı olarak Partileşme haklarını

elde etmeye çalışmaktadırlar.

Bulgaristan Türklerine Komünist döneminden iyi olsa bile birçok

sorunlar yaşanmaktadır.

 

Bulgaristan Anayasası'nın 36/2. maddesinde Türklere haklar tadılmasına

rağmen bir millet ve bir Bulgar Vatandaşı olarak Anadillerinde birçok

haklardan, etnik kimlikleri yok durumuna düşmektedir.

 

Son yıllarda Bulgaristan Anayasasında Türklere ana dillerinde

okumaları, Türkçe Eğitim: yapmaları 1999 yılında kabul edilen bir

yasa olmasına rağmen tam olarak yerine getirilmemektedir.

Türkçe ders vermek, okumak için Türkçe kitaplar basılmasında devlet

çok sıkıntılar yaratmaktadır.

 

Eğitim yanında Türkçe Yayın basın, Türkçe TV ve radyo programlar yok

sayılmaktadır,

Bulgar Devleti günlük olarak yayın

Organlarını yasaklayarak Yalnız birkaç dakika yayınlanan Türkçe TV'nin

devlet kaldırmaya uğraşıyorlar.

 

Bulgaristan Türklerinin başka bir önemli sorunlar ise Ekonomik

alanında Türk nüfusun yoğun olduğu kentlerde, bölgelerde yatırımların

yasaklanması,  nedeniyle Türklerinin arasında işsizlik oranının

artmaktadır.

 

Bulgaristan Türkleri Ekonomikten sonra devlet kademelerinde dairelerde

görev almak genel olarak siyasette yeterince temsil etmek,  kamu

personeli olmak birçok engeller ile karşılaşıl anarak,

Ayrıca orduya katılmak subay ve önemli görevlerde bulunmak Türklere

karşı hiçbir fırsat tanınmamaktadır.

 

Bulgaristan yönetimi Türklerin Müslüman omlarına karşı birçok Dini

ayinlerini, camilerde Din derslerini, Türkçe konuşmalara sert çıkarak

Dini Sorunlar yaratmaktadır. Türkçe Müslüman din adamı, öğretmen

atanmak  konusunda da kendisini göstermektedir.baskılar yaranmaktadır.

Ayrıca Türk-İslam kültür miraslarına, camilere, Türk Osmanlı

yapıtlarına, izlerine eserlerine provakatif saldırılar düzenleyerek,

camilere çeşmelere tahribe etmektedirler

 

Bulgaristan olduğu gibi bu saldırılar, asimilasyon, planlı sindirme

politikalar Yunanistan, Batı Trakya'da Türklere karşı artarak büyük

ırk, milliyet sorunları yaşamaktadır.

 

Batı Trakya'da Türkler de her yönüyle baskı, işkence asimilasyon

politika eskiden olduğu gibi bu günlerde artmak üzeredir.

 

Türkiye'ni Kıbrıs adasında Türkleri kurtarma nedeniyle günümüze kadar

Türk Yunan ilişkileri bozulmuş durumdadır.

Ortaya çıkan her olumsuz sorunlar Batı Trakya Türklerini ilgilendirmektedir.

Batı Trakya'daki Türklerin anayasal hakları Lozan Antlaşmasının

güvencesi altına alınması rağmen birçok insan hakları sorunları

yaşanmaktadır.

 

Yunanistan devletinin 1967 yılında Batı Trakya Türkler Vatandaş olarak

tüm haklara sahip olarak bu dönemlerde ise Yunanistan Türklerinin

olduğunu yok saymaktadırlar ve tüm haklardan yoksun bırakmaktadırlar.

Etnik kimliğin inkârı ederek tabelasında Türkçe yazılan, dernek, vakıf

kuruluşları kapatmaktadırlar.

Bu kapatılan kuruluşlardan

Türk Gençler Birliği, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği dernekleri

baskıyla Türkleri tutuklayarak 1987 yılında Ve İskeçe Türk Birliği

2005 yılında kapatılmıştır. Yunanistan devleti Türkleri birbirinden

ayırmak,  bölmeye yönelik girişimlerde bulunarak Türk Pomak, başka

Türkleri birbirinden ayırmak politikasını ne kadar uygularsa bile

sonuç getirmeden tüm Türkleri birbirlerine karşı sevgi birlik

göstermektedirler.

Bu politikayı birçok dikta rejimler Türk, Türkmen, Özbek, Kırgız,

Türkmen, Gagavuz, Uygur, Ahıska, Tebriz, Azeri, Kızılderili Türklerine karşı

bu siyaseti uyguladılar.

 

Yunanistan yönetimi son yıllarda Türklere yönelik önemli kararlarından

vatandaşlıktan çıkarmayı tüm hızıyla uygulamaktadır.

Yunanistan Vatandaşlık yasasına göre 19. maddeye dayanarak Haziran

1998 yılına kadar 46.638 Türk Yunan Vatandaşlığından çıkarılmıştır.

Bir bölüm kaynaklara göre 60.000 olarak bilinmektedir.

 

Yunanistan'ın Bu asimilasyon politikası binlerce Batı Trakya

Türklerini yurtsuz, yersiz bırakmaktadır.

Ve imzalanmış olduğu tüm İnsan Haklarının

Birleşmiş Milletlerin Vatandaşlık ve öteki Sözleşme kararını İhlal

etmiş olmaktadır, ama buna ilişkin hiçbir devlet, hiçbir kuruluş sesiz

çıkarmamaktadır.

 

Yunanistan İslam Dinine karşı durarak Türk müftülerini kendisi seçerek

göreve atamaktadır. Ayrıca görkemli camilerin yapılmasına karşı

durarak İslam Diniyle ilgili çok engelleri çıkarmaktadır.

 

Önde gelen önemli konulardan sayılan Anadilde eğitim yapmak Batı

Trakya Türklerinin bölgesinde büyük bir sorun olarak yasaklama yönüne

gedmektedir.

 

Ekonomik alanında yatırım yapma, çalışma iş görme, Hükümet

dairelerinde, Siyasette Orduda görev alma büyük bir sorun olarak her

bir bakımdan Türklere karşı her türlü engeller büyümektedir.

 

Balkan devletlerinde tarihimiz boyunca Türklere yönelik soykırım,

katliam ve acı, çile, işkenceler yapılmasıyla asimilasyon ve baskı,

saldırı kin düşmanlık politikaları sürekli olarak her Türk Dünyasına,

bölgesine, yurduna yayılmaktadır.

Ve kendi yurdundan, yerinden göçe zorlanarak soykırım, katliam

uygulanmasıyla yok olarak, asimilasyon ve zorunlu göç politikaları

Balkanlar'da olduğu gibi birçok Türk dünyasında günümüzde İran, Irak

Kerkük, Suriye, Uygur Türkistan Türklerine uygulanmaktadır.

Ve tüm

Avrupa, dünya devletleri, insan Hakları, BM, Af Örgütleri uluslar

arası hukuk hukuksal bir işlem alınmadan ceza verilmeden bu acı

durumları görerek, ser ederek ses çıkamamaktadır.

 

Buda bunu gösteriyor

Sorun Türkler olduğu için çifte standartlı ve art niyetli

politikaların göz önüne serilmektedir.

Uzun yıllardan, günümüze kadar

yapılmamış ve yapılmakta olan acı soykırımları bizlere uygulayanlardan

karşı kayıtsız şartsız kalmaları ile sesiz durarak kımıldamadan birde

gelip İnsan Hakları, sevgiden, kardeşlikten, haktan eşitlikten söz

ederek konuşmaktadırlar.

 

Artık biz Türkler olarak kendi yaramızı kendimiz sarmalıyız, kendi,

acımıza, halımıza, yanmalıyız kaynaşmalıyız, bir olalım, birleşelim, Türk

olduğumuzu tüm düşmanlara, dikta rejimlere, dünya devletlerine

gösterelim.

Biz, Bize dost oluruz, Kardeş oluruz ama yabancılardan, Türk

olmayandan bizlere hiçte, dost, kardeş olamaz.

 

Kaynak:

1-Balkanlar Tarihi 1912'den Günümüze

2-Balkanlar Tarihi, 1912 Yılına Kadar

3-Osmanlı Tarihi (1402-1451) Kuruluş .

4-Yıldırım Ağan oğlu, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Balkanlar'ın Makûs Talihi

Göç, Kum Saati Yayınları, İstanbul, 2001

5- Balkan SvaşlarıI Birinci Balkan Savaşı I

Ord.Prof. Dr. Bayur, Yusuf Hikmet

Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.

İstanbul

Haziran 1999

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

 23 nisan 1920

**SİTEMİZİN ANDROİD UYGULAMASI
Takvim
Saat
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam12
Toplam Ziyaret163719