EGEMENLİK MİLLETİNDİR!


EGEMENLİK
KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
MENGÜ SİTE :
BİZİM KÜREMİZ

Alternatif küreselleşme hareketleri içinde, yüksek başarı şansının, sadece en örgütlü olanlarda ve sarsılmaz bir amaç birliği doğrultusunda hareket edenlerde olduğunu gördüm.

Çevrecileri, yoksulları işsizleri, işçileri ve bütün barışçıları ellerim patlayıncaya kadar alkışlıyorum. Ancak ben bütün enerjimi, bilincimi, zamanımı ve çalışmamı artık bir başka alternatif küreselleşme hareketinde odakladım:

ANADOLU-
İDİL-URAL-
ALTAY KÜRESELLEŞMESİ

ANADOLU-İDİL-URAL-ALTAY KÜRESİ

Büyük Kafile'ye katılmak için, kim var diye düşünme!   "

"Ben varım" deyip "HAREKET"E GEÇ! ve SİVİL İNİSİYATİFİN
bir parçası ol;

Çünkü;
EĞER İSTERSEN KENDİ KÜRENDE ve KENDİ DÜNYA DÜZENİNDE 
YAŞAYABİLİRSİN!

 

     www.globalidilaltay.com

Not: Resim ve haritalar, facebook sosyal paylaşım ortamından buraya aktarılmıştır.

Üyelik Girişi

SADUN KÖPRÜLÜ: IRAK TÜRKLERİ ve KERKÜK

www.globalidilaltay.com

IRAK TÜRKLERİ'NİN MİLLİ DAVA ve

MİLLİ MÜCADELELERİ KERKÜK'TÜR! 

 

  

Yazan:  Avk. Sadun KÖPRÜLÜ


 

Diktatör Saddam rejimi ortadan kalktıktan sonra, Irak halkı, milletinin kurtuluşu mücadelesiyle, Saddam’ın sonu gelmekle, ortalık sakinleşmeden her türlü acı oylara Irak toprakları sahne olmuştur. Göz yaşları her bir evde akmaya başlayarak binlerce insan toprak yerlerini bırakmışlar, üçüncü ülkelere geçmişlerdir, yüzlerce ölüyü arkada bıraktıran bu olaylar, her yerde patlama, yangın suikastlar büyük güvensizlik yaratmıştır. Irak Türkleri için azıcık olsa bile, onları yok etmeye çalışan Saddam rejimin düşmesi büyük zafer sayılmış, demokrasi adı altında, haklarını alacaklar, özgürcesine yaşayacaklar diye çok umutlu olmuşlardır.

  

Artık bu dönemde büyük Araplaştırma politikası, tam zirveye ulaşmıştı, Türkmenler bu dönemde, her türlü işkence, baskı idama maruz kalarak, kurşuna dizilerek, çoklarda hapishanelere atılmışlardır. Ve Kerkük Türkmen elinde, çok sayıda Türkmen, büyük ölçüde göç ederek, yerlerine topraklarına Irak’ın orta ve güneyinden gelen Araplar yerleştirmiştir.

 

Ayrıca bunun yanında, 1996 tarihinde ERBİL Türkmen şehrinde, liderlerimize, mücadeleci insanlarımıza baskı, saldırılara maruz kalarak, birçok Türkmen Mesut Barzani tarafından, cellât Saddam’a teslim edilerek, idamlarına sebep olunmuştur.

 

Kürtler, ERBİL‘DE her zaman Türkmenlerin varlıklarına karşı durmuşlardır ve onları yok etmeye çalışmışlardır.

 

Türkmenler, yok edilme politikalarına karşılık olarak, haklarını aramaK, mücadelelerini sürdürmek için, ERBİL, Süleymaniye, Kerkük, TELAFER, Musul’da olan haksızlığa, baskı ve saldırılara karşı durmuşlar, Türkmen milleti haklarını kazanabilmek, seslerini tüm dünyaya duyurmak için, adlarını ana yasaya yazmak ve tarihsel, siyasal, kültürüne kavuşmak için, 150 bine yakın bir kalabalık halinde,  Bağdat’ta büyük gösteriş gerçekleştirmişlerdir.

 

Ayrıca Türkmen Bölgesi-TUZHURMATU saldırısını, protesto eden Türkmenler'den, Ağustos 2003'te KYB Peşmergeleri tarafından, kurşun ateşleri sonucu üç Türkmen şehit olmuştur. Bu tarihte Kürtler, Kerkük’teki tüm devlet ve özel kuruluşlar ile dairelere bayraklarını asmaya kalkmışlardır.

 

Türkmenler her türlü zulüm, baskı ölüme rağmen, kendilerini koruyarak ayakları üzerinde durmayı sağlamaya, yeterli olarak örgütlemeye, teşkilat kurmaya çalışarak, önemli roller oynamaya çaba göstermişlerdir.

 

Amerika yönetimindeki Irak’a yapılan operasyon sonrası, Saddam rejiminin devrilmesiyle, Irak Türklerigrupları, siyaset alanındaki çalışmalarını genişletmiş, Saddam yönetiminin kontrolünden kurtulan Türkmenler, Irak’ın her  bir yerine her bir bölgesine dağılmışlardır.

 

Saddam sonrası, yeni bir siyaset aşaması başlamışlardır, böylece Irak Türklerini yaşamında, Kerkük, ERBİL, MUSUL, ALTUNKÖPRÜ, TELAFER, TUZHURMATU, DİYALA, HANAKIN ve tüm TÜRKkMENELİ'NDE, yoğunluk teşkil eden Türkmenler, kuzey, güney, batı, doğu bölgelerinde bütünleşerek, birlik, beraberlik yaratıp, bu yeni dönemde üstlerine düşen milli erek yolunda ve Türkçülük davalarında, can, kan vererek, Kerkük ve tüm Türkmen elinde, çalışmalar başlatmışlardır. Öte yandan demokrasiyi tam uygulamak için de, Türkmen kuruşları faaliyetleri sürdürerek yeni kuşaklar için her bir alanlarda mücadele temek iiçn kendilerini milli davaya adamışlardır.

 

Siyasi yapı  içinde, Türkmenler milli gruplarını seçerek, teşkilatlanmaya örgütlenmeye başlamışlardır.  Irak’ta yapılan 30 Ocak 2004 tarihinde, milletimiz çoğunluğu seçimlere katılarak, oyunu kendi milletine vererek, değer kazanmışlardır.
 

Kürtlerin tüm sahta oyunları, sandık kaçırmalarına yasaklarına karşı, ve defalarca oy kullanmalarına rağmen, tüm dünya, Türkmenlerden konuşarak, Irak’ta üçüncü millet olduklarını yansıtmışlardır.

 

 

Her siyasi kurum ve kuruluşumuz meşru hakları olarak, seçimlerde varlıklarını göstermeye, hızlı adımlar atarak, çalışmışlardır.

 

Türkiye Cumhuriyeti, 2003 yılında, Saddam düştükten sonra her bakımdan yardımlarını sürmüş, patlama-bombalama olaylarında çok sayıda Türkmen, Türkiye hastanelerine kaldırılarak, Kızılay tarafından gıda, çadır yardımında bulunmuştur. Irak Türklerine son günlerde, önem vermekle, Kerkük Türkmeneli politikasını yakından izlemekle birlikte, Irak Türkmen Cephesi'ne destek sağlanmış ve  tek meşru temsilci olarak uzun yıldan beri sayılmış, öğrenci, hasta, insanların Türkiye’ye getirmesinde çok yardımda bulunulmuşlardır.

 

Artık Türkmen, Kerkük konusu o dönemlerde tam olarak Türkiye’nin büyük sorun ve önemli bir gündemı halına gelmiştir, tüm medya, basın, yayın hep Kerkük, Irak Türkleri ile ilgilenmekteydi, günümüzde 2010 yıllarından bu ilgilenme, gündeme tekrar geldi, ama gide gide azalmaktadır ve Irak Türklerinin yaşamış oldukları acıları gib, Kerkük konusu da artık mazıya kavuşmaktadır.

 

Oysa Türkmen milletinin milli davasını savunmakla, bir an önce, milli, idari, siyasi haklarına kavuşmalarını ve başka milletsever Türkmen toplumunun, birlikle bir arada olması kaynaşması bu milli davaya katılması her kes kendi çabasıyla, yönüyle, milli Türkçülük davasıyla, ilgilenerek, birbirlerine sarılarak hizmet etmek için can atmalıdır, birbirimize güvenerek, çalışkan, temiz, sağlam iyi insanlarımızı sevmeliyiz, desteklemeliyiz.
 

 Irak’ta ve Irak’ın dışında, en büyük siyasi organizasyon sağlamakla, siyasi kuruluşlarla, örgüt deneklerimiz mücadeleyi uzun yıllardan sürdürdük ve sürdürmeliyiz.

Önceleri daha güçlü olmakla 1995 yılında Irak Milli Türkmen partisi, Türkmen birlik partisi(Türkmen eli partisi ) Türkmen Bağımsızlar hareketi, Türkmen Adalet partisi derneklerimiz bir çatı altında, toplanmışlardır.

Kurulan parti kuruluşlarımız Türkmen mücadelesi yolunda çok önemli bir bölüm haklarına kavuşmalarıyla çok tehdit unsuru olarak, KDP Mesut Barzani, Saddam yönetimi ile iş birliği yaparak, her türlü idam, saldırıya, baskıya Türkmen milleti maruz kalmışlardır.

1996- 1998- 2000 – 2002 ve 2003 tarihlerinde, Saddam desteği ile, KDP Kürt grupları, büyük saldırılara uğramışlardır, ITC üçüncü kurultayını gerçekleştirmekle, Irak içinde dört partiyle katılarak, ve yabancı ülkelerden, yüze yakın Türkmen kuruluş, teşkilat, örgütlerimiz ve sivil toplum, derneklerimiz katılarak, demokrasi sınavını kazanarak, kurultay sonucu Türkmen bölgelerinden, temsilciler seçilmiştir, ve Türkmen meclisi ortaya çıkmıştır .

Dikta Saddam rejiminin devrilmesinden sonra, geçici yönetim konseyindeki, ilk Türkmen temsilcisi Songül Çabuk adanmıştır. Türkmenlerin meşru haklarını savunmak için artık işbaşına gönlü yananlar, acı görenler çekenler, Türkmen milletinden olanlar mücadele verenler getirmelidirler.

Kürtler Bugün Irak’ın kuzeyini ele geçirmekle, Peşmergeleri Irak’ın ordusuna katılmasıyla, Cumhurbaşkanı bir çeteden olması, Irak’ta federal bir yapı oluşturmaktadır. Buda bugün Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit altına almaktadır.

Ayrıca bununla yetinmeyen Barzani Kürt davetinden konuşarak Suriye’de olan Kürtleri Türklere karşı kullanarak savaş, silah eğitimi vermektedir, öte yandan Türkiye’de Kürtleri kandil toplamış olduğu bölgesinde Türkiye, Türk milletine karşı kullanarak türlü eylemlerde bulunmaktadır, öte yandan tüm çıkarını, ticaret, yatırımını, Türkiye HABUR kapısından elde ederek önlerce Türk iş yerleri, firma, fabrikaları Barzani için kazanç elde ederek iş görmektedir.

Irak Türkleri ise tüm bunlardan yoksun kalarak tüm haklarına kavuşmadan, bölgelerinde hiçbir gelişme yatırım olmadan, her gün patlama, kaçırma, suikast olaylarındansa insanlarını şehit vermektedirler.

Türkiye’nin tek çıkarı Türkmenlerdir, nasıl olursa kendi soydaşları, kendi milletidir, onlara yardım etmekle, onları güçlendirmektir, onlarla bir ittifak halında olmakla, en uygun işbirliği platformu Irak Türklerinden olmalıdır.

Türkmenlerde tüm insanlarıyla, aşiretlerle birlikte, silaha sarılarak, bir Türkmen gücü olaştırmakla, her bir bakımdan milletimizin, bütünleşmesi ve milli Türkmen davasına silahlı milislerle güce sahip olmazı gerekmektedir.

Artık gücümüzü birleştirerek, Sünni, Şiilerde ve Hıristiyan Türkmenlerle birlikte, tüm Türkmenleri bir çatı, bir bayrak, bir yürek bir gönül altında, bir kuruluş altında çalışarak birleştirmeliyiz ve içten, doğrudan birbirimizi sevmeliyiz.

Milli davaya katılarak, tüm partilerin birer temsilcisi olmakla, bir alanda çalışmakla, iklim, köycülük, Şii, Sünni mezhepsel din sorunlar ortaya çıkmadan, ortadan kaldırılarak milletimize bağlılığımızı göstermeliyiz.

Birliğimizle, varlığımızla daha fazla, kimlik Türkçülük davasını esas tutulması, bugünümüzde davamız milli kimlikleriyle, mücadele ederek, birlikte siyasi, idari, kültürel haklarımızı var ederek, büyük millet olduğumuzu ana yasaya yazdırmalıyız.

Ve yasal olarak bir sayımın olmasıyla, Araplaşan, Kürtler kendi dillerine, milletlerine dönmeleriyle artık Irak’ın her bir yerinde yoğunluğumuz ortaya çıkarak büyük millet olduğumuzu bizleri göze Almanlara sert bir cevap verilecektir.

Türkiye’ye gelince, Türkmen için ve milli davaları için, güvenlik sağlamak, her bir yolla, onları korumalıdır, Kürtlerin Türkmenlere karşı saldırmalarında, yanlarında olmasıyla, aktif olmalıdır. ve bu alanda büyük Türkmen milleti, konusunda, büyük rol göstermekle, Türkiye Türkmenlere güvenceli olmakla, çünkü Türkiye Türkmenlere en önemli faktör sayılmakla, Türkmenler Kürtlerle, Arapların asimilasyon politikasına karşı, direnme güçleri artarak, Varlıkları her bir alanda Türkiye’nin yanlarında olduğu ile göstermelidir.

Türkmen bir olarak her zaman doğru insanları, mücadele veren, acı gören insanları hiçbir ayrım yapmadan birbirlerini, tarihlerini severek bir araya gönül bağı ile gelmektedirler.

Türkmen Sünni, Şiiler birbirine sarılarak, Türkmen davalarına kanlar akıtmışlardır, buda Ağustos 2003 TUZHURMATU, KERKÜK olayları büyük bir kanıttır birlik beraberliklerine doğru, Birleşmelerine doğrudan mirinin bir yeri kanadığı zaman ötekinde kanayacağını göstermektedir, hiçbir zaman bizler mezhep peşinde koşmadık her zaman kardeşçesine, iç duygumuzla, gönül sevgimizle bir arada yaşadık ve yaşamaktayız..

Türkiye Cumhuriyeti ve tüm Türk yetkileri, bunu da iyi bilmelidir, Irak Türkleri Türkiye ile ve tüm dünya Türkleri ile soydaşlık, güçlü Türkçülük bir bağın olduğunu görmektedir ve tüm Türklerden fazla, Irak Türkleri Türkiye’ye Türk dünyasına bağlıdırlar, her Türk’ün yarası, acısı, sevinci, özlemi kendisinin olduğu duymaktadır, her zaman gönlü, kanı Türk kardeşleri ile coşmaktadır. Türklerin tüm cereyan eden sorunları kendi sorunları olduğuna inanmaktadır ve her zaman işbirlikçilere, ajanlara, Terörlere, düşmanlara, hainlere karşıdır, ve onları yok etmeye, ortadan kaldırmaya görevlidir.

Irak Türklerinin her türlü baskı, işkence, hapishaneye rağmen evlerinde Mustafa Kemal Paşa, Ata Türkün, Sultanların, Boz kurt, Türkeş’in birçok liderlerin Türk büyüklerinin fotoğraf resimleri bulunmaktadır, çocuklarının her türlü baskı karşı birçok isimlerde Kürkçedir.
 

Irak Türklerinin her bir yerleri, topraklarında her yerde Türk izleri, Türk tarihi görünmektedir.
 

O kadar Türkiye, Türk milletini sevdikleri için can atıkları için Türkiye’den dolayı, binlerce Irak Türkleri idam olarak, yüzlerce Türkler hapishaneye uzun yıllar atılmışlardır.

Ve Türkiye’ni, Türkleri sevmeyen düşmanlar Türkmenlere karşı, Araplar, Kürt grupları, harekete geçerek, büyük bir baskı operasyonu düzenletmiştir.
Ve düzenlemektedirler.

1959 yılında Kerkük kanlı katliamı, Molla Mustafa Barzani’nin tarafından başlatılmıştır. Aynı zamanda Celal, Nuri Talabani da ve başka Kürt büyükleri katılmışlardır.
 

Kürtler uzun yıllardan, Molla Mustafa Barzani’nin politiksi yolunda, Türk şehri olan Kerkük şehrinin kendilerinin bir şehri olduğunu öne sürmekle, onlardan bir parça olmasını ve Irak devletine bağlı olmadığını söylemekle, kuracak olacakları Kürt devletinin başkentleri boş sözle olmakla, Türkmenleri azınlık olarak, göstermektedirler.

Kürtlerin bu topraklarda hiçbir hakları olmadığı için, Kerkük Türkmen yurdunu kendilerine mal etmeleri, tek nedeni onların eğitim, kültür ve tarihten bilgileri olmadığını yansıtmaktadır.

Kerkük’ün her bir yeri, her bir köşesi Türkmen diye, bağırmaktadır adları, şiarları, Şiir, hoyratları, türküleri, şarkıları, yazarları ses sanatkârları, , bilgili insanları, mezarlıkları, Kerkük Türkmen milletinin kendi şehirleri, toprakları ve her zamanda orada, Türkmenler tek bir millet sayılmaktadır.

Türkmen milleti Kerkük uğrunda, tarih boyunca mücadele ederek, binlerce şehitler kanlarını adak vermişlerdir.
 

Türkmenler bir damla kanlarına kadar, mücadele ederek, anayurtları Kerkük’ten ve tüm TÜRKMERNELİNDEN, hiçbir an ayrılmayacaklardır.
Kerkük’te ve tüm Türkmenelinde, kan kardeşlerimiz, milli dava yolunda, mücadele etmektedirler. Ve milletimiz her zaman, milli meşru haklarını savunmaktadırlar.

Türkmen grupları çalışmalarını, stratejik programları, temelleri, ilkeleri Türkçülük yolunda, çalışmaktadır, birleşmektedir ve faaliyetlerini sürdürmektedirler, demokratik yollarını haklarını elde etmeye uğramaktadırlar, bunun biz Türkmenlerde, hiçbir zaman iklim, köy, şehir, mezhep, Şii, Sünni ayrımı olmamıştır. Hepsi birden Türkmen davasına hizmet, yardım etmektedirler. Tümü birden genel olarak, bir politika izlemektedirler.

Ve Irak’ın toprak bütünlüğünü, birliğini savunmaktadırlar. Kerkük bir Türk şehri olarak Başkente Bağdat yoksa TÜRKMENELİ bölgesine bağlanması kendi başına bir iklim olmasını tercih etmektedir ve katiyen hiçbir zaman kuzey Irak, Kürt bölgesine bağlanmayacaktır canımızla, kanımızla buna karşıyız.

Tüm Türkmenler arasında, ister Şii, Suni grupları arasında, iş birliği ve tüm aktif olmakla, davranış milli ruha sahip olmaktadırlar
 

Bizim Türkmenler partilerini, teşkilat, örgütlerini, Şii, Sünni mezhep üzerine değil, milli Türkçülük kimliği ile ilgili olarak, kurulmuşlardır, her kes kendi kardeşine mezhebine bakmadan kardeşine yanaşmaktadır acımaktadır. Hiçbir zaman ayrımcılık yapmamaktadır.
 

Ama bu ayrımcılık tohumunu düşmanlar sokmaktadırlar, çünkü tarih boyun Türkmen bir olarak beraber birlikte kardeşçesine yaşamaktadırlar, aralarında bugün KDP ve KYP partileri Türkmenlere karşı dehada sert düşmanlık tutumu ortada sergilenmektedirler.

Ara sıra Türkmen şehri Kerkük ile ilgili, tavırlarını ortaya atmaktadırlar, öte yandan, Mesut Barzani, Celal Talabani anlaşmazlık olmasıyla, Türkmenleri azınlık olarak, Saddam rejimi gibi göstermektedirler. Ve Türkiye devletinin Irak‘in ve Kürt bölgesine karşı, içişlerine girişimi vurgulamaktadır.
 

Ayrıca Türkiye Türkmenlere destek verdiğini açıklamaktadırlar, Türkmenlerin Kerkük konusunda, planlarından Türkmenlerin hiçbir hak kazanmasınlar, her türlü yollara başvurmaktadırlar.

Kürtler bu gün tam olarak İsrail, Amerika, İngiliz ve başka devletler tarafından uşaklım bir durumda kendi çıkarları için kullanılmaktadır.
Ama Türkmenler çok farklı çünkü Türkiye kendi ırklarından, soylarından, dinlerinden, dillerinden kardeştiler, yabancı değildiler.

Kürtlerin, Kürtleştirme politikası ve Irak yönetimleri Araplaştırma uzun yıllardan başlayarak, Türkmenlerin özellikle Kerkük şehrine, binlerce Arapları, para ev karşılığı Kerkük’e yerleştirmiştir.
 

Kürtler bölgedeki petrol konusunda birleşerek, önemli bir ekonomi alanında, başarı olacaklarını düşünmektedirler. Ve onların Kerkük değil, özellikle Kerkük petrol gelecekte, elde edecekleri en önemli kaynak olduğunu gündeme getirmek üzere, her türlü tehditlerde bulunmaktadırlar.

Bununla Kürtler 9 Nisan 2003 tarihinde, Saddam rejimi düşmeden ve Amerika ile ittifakları Irak’ı işgal etmeden, önce Kerkük’e Kürtleri göç etmeye çapa göstermişlerdir.
 

ERBİL bir Türkmen şehri olmasına rağmen, göç ettirme politikası Kürtler tarafından, başlatarak bugün Türkmenler büyük millet olmalarına rağmen her türlü baskıya işkenceye maruz kalmaktadırlar.
 

Saddam rejiminde sonra, Kerkük ve petrolü hedef alınmakla, Kürtler Kerkük’ün demografik yapısını değiştirmekle, yıllar önceleri planlamışlardır ve Kerkük her bir yönüne bayrakları ve Kürtçe tabaları asarak, Kürt dilinin birinci dil olduğunu ve son günlerde, KYB Kerkük’te Kürt ailelerinden, söz ederek
 

700 000 binden fazla kürdü belgelerle, Kerkük Türkmen şehrine yerleştirmişlerdir.
 

Ayrıca Kerkük’teki demografik düzeni değiştirmek amacıyla, SÜLEYMANİYE, DAHUK, ZAHO ilçesinde doğum yapan, Kürt çocuklarını Kerkük’e kayıt etmişlerdir. Bunun karşında ev maaşta bağlamışlardır.
Kuzey Irak’ta 1992 yılında, başlayan iki Kürt partilerinin, savaşı ABD Kürt gruplarını Washington anlaşması sonucu, bir araya getirmiştir. Ve hızlı olarak yakınlaşma görülmüştür. KDP ile KYP arasında liderlik mücadelesi sürekli çatışmalara neden olmuştur
 

KDP İle KYP partileri arasında 7- 8 Eylül 2002 ‘de Kürt parlamentosunu Mesut Barzani ve Celal Talabani birliğiyle, kurulmuştur.
Bu iki Kürt sorumlusu Türkmenlere karşı, daha tutumları sert olarak, ve

Kerkük Türkmen şehrine karşı, hiç taviz vermeden, tavrı hiç değişmeden, tehditlerde bulunmuştur.

Türkmenlerin azınlık olduklarını göstermekle, ayrıca Türkiye’nin Kürtlerin içişlerine karışmasın diye, defalarca vurgulamayarak, Türkmenlerin hiçbir haklar kazanmasın diye, elinden geldiğini yapacaklarını söylemekle, hayali tehditle, bu sözle Kürt devletinin gerçek olduğunu tamamlandığı ve bir Kürt ordusunun kurulmasını demeçlerin de her kese yaymaya çalışmışlardır.

O günden beri Amerika ve Müttefik güçleri, Irak’lı işgal edilmesiyle, Kerkük ve diğer Türkmen bölgelere giren Kürt Peşmergeleri, Kerkük’ün ve Türkmen köy ilçelerinin, Kürtlerin yerleri, topraklarının Kürtlerin bir parçası olduğunu Dile getirmektedirler.

Kürtler partilerinin aralarında iş birliğiyle, Irak Cumhuriyetini işgal eden, ABD ve müttefik güçlerin sonucu, Bush’un Kürtler federasyon, Kürtlere destek vermesiyle, Kürtler sevinerek, coşmuşlardır.
 

Bu nedenle Kerkük ve Musul konusu öne çıkmıştır, TELAFER, Musul’u Amerika’nın yardımıyla, işgal ederek, yüzlerce Türkmenleri öldürerek, yaralamışlardır, Musul’un birçok ilçe, köylerinin Kürt olduğunu öne sürmektedirler.

Artık Kürtler iyice akıllarına almalıdırlar, sokmalıdırlar Musul, Kerkük, ERBİL, DİYALA öteki yerler ilçe bucakları, köyleri, toprakları tarihle, coğrafiye ayrıca sosyal, Kültürel bakımdan bir Türkmen olarak ve Türkmen kalacaktır, hayâlı boş kafalarıyla, Kürtlerin Kürt devleti, gerçek olmadığı belli, her türlü açıklamalarda rağmen bir gün yakında sonları gelecektir.

Ne kadar Mesut, Celal Kerkük, Musul, TELAFER demografik yapıyı değiştirmeye kalkarsa da ve Kürtleri Kerkük Türk şehrine göce teşvik etsellerde, yine boş hayalle, engellerle karşılanacaklar, ikinci körfez savaşından sonra, Kürt grup partileri çalışarak, Türkmen şehri EERBİ’İ kontrolüne geçirmekle, 1991 yılından Kürtleşme politikası başlatan, ERBİL’İN Kürtler demografik yapı değiştirmekle, sonuçta Kürt varlığı ERBİL’DE, yokluğa uğramıştır.

ERBİL Türkmen kendileri kayıp etmeden, dillerine tarih Kültürlerine, bağlı kalmışlardır, Türkçe eğitim okullarına candan, kandan bağlı olarak, güzel kitap, gazete, dergileri ortalıkta görünerek, tüm hainlere lanet okuyarak, kendilerini dilleri canlarından fazla savunmaya başlamışlardır.
Irak’ın yeni yapılmasında, Türkmen şehri Kerkük’ün, çok önemli olarak Türkmenler hiçbir zaman Kürt bölgesine karşı olmakla, Kürt federasyonu Irak anayasasına aykırı olarak, Irak’ın coğrafi federasyonunu, artık Kerkük şehri Irak’taki Kürt gruplarına, yerel yönetimlerine bağlı olmayacaktır.
 

Kerkük’ün her bir yeri, toprağı taşı Türkmen olmakla, hiçbir bölgeye bağlanmayacaktır.
 

Kerkük konusu doğru yasal olarak ve BM denetimi altında, genel bir sayım yapılırsa ve Kerkük şehrine yerleşen Kürtler, Araplar çıkarılsa o zaman belirlenecektir.
 

Bu sayımı Kürtler istemiyorlar.
 

Yasal ve Avrupa, BM katılımıyla olan sayıma karşı durmak, 1968 yılında Kerkük yapısın gözden geçirirsek, idari sınırları dışında kalan KİFRİ, TUZHURMAT, Kerkük sınırları içine girmesi, çünkü bu ilçeler, köylerin Türkmen ağırlığıdır.
 

KİFRİ, TUZHURMATU son günlerde, Kürtler göç etmişlerdir. Ne kadar Kürtler bu ilçelerin demografik yapısına değişmeye kalkarsalar da, bu Türkmen ilçelerimiz nüfusunun yoğunluğu çoğunluğunu tümü Türkmen teşkil etmektedir.
 

Türkmen Kerkük şehrine yüz binlerce Kürtlerin, akın göç etmesine rağmen, şehir her bir yönden, Türkmen şehri olarak, Türkmen yoğunluğudur, ne kadar da Kerkük şehrine yerleşen, Kürt Peşmergeleri bir bölüm daireler de ellerinde Amerika’nın baskısı, desteği ile ortaya çıkarmakla geçirmişlerdir.
 

Bugün Amerika her türlü Kürtlere, yakınlık gösterseler bile, gün gelir haksızlığa son verilecektir. Zorla alınan tüm yerler, topraklar Türkmen milletine dönecektir. Çünkü Kerkük’ün tek sahibi Türkmenlerdir.

Bugün TELAFER Türkmen şehrinde, yapılmakta olan Kürtleşme politikası, hiçbir zaman onları yok etmeyecektir. Sonsuza tek TELAFER Türkmenleri kendilerin kuruyacaklardır.
 

Türkmen milleti tarihten önce, Irak’ın önemli aslı unsurudur, uygarlığını geçmişini, elleriyle kurarak, parlak Irak’ın uzun bir tarihleri, kültürü, edebiyat yapıları göz önünde yıllar boyu kormuş olduğu devletler, İmparatorlar, Atabeyler, bugün çok haksızlığa uğramaktadırlar bu nedenle BM ve Avrupa’nın gözetimi, denetimi altında, bir doğru sayım yapılırsa, Irak’ta Türkmenler aslı unsur olmakla, sayıları hiçbir zaman Arap, Kürtlerden az olmayacaktır. Kürt’le eşit, yoksa Kürtlerden daha fazla, olacakları belgelerle belli olacaktır.
 

Türkmenler eskiden örgütlenerek, teşkilatlanmaya başlamışlardır. Eskiden ve bugünkü Irak yönetimleri tarafından, Türkmenleri tüm siyasi faaliyetleri yasaklanmasına rağmen, gizli olarak, Türkmen örgütleri mücadelesi sürdürmekle, atılgan, temiz, yiğit onurlu, töreli erlerini gençlerini milli davalarından dolayı şehit vermişlerdir.
Uzun yıllardan politikaya başlayan Türkmenler, Irak’ın toprak bütünlüğünü savunan Türkmenler ve Irak’ın gelecek konusu düşünmekle, çok önemli projeleri önermiştir.
 

Bunlardan 18 eyalet sistemiyle ve 4 lük federasyonu projesi bu coğrafi, bir federal yapı sayılmaktadır.
 

3/ 5 milyondan fazla olan Türkmenler, nüfus yapılarına potansiyellerine, yakın uygun olmakla, projeler gençlerine, erlerine tüm halk kesimine, milli milliyetçilik, Türkçülük, mücadelecilik, teşkilatçılık, örgütleme sistemi, projeleri üretmek sırasıdır.
 

Artık bu gibi sistem, yeni politika projeleri, o zaman milletimize avantajlar sağlaya bilir. Türkmen Sünni, Şii, Köycülük, İklimcilik, Büyüklük, Liderlik peşinde olmadan kendi çıkarını bir yana bırakarak birçok arzu isteğinden vazgeçmeli, birlik, beraberlik yaratmaları, bir arada çalışmalı, teşkilatlanma, örgütlemeyle, silaha sarılıp mücadeleleri sürdürmek, bölgede yaşayan Kürtlerinde, hâkimiyetleri azalacaktır.
Ve Türkmenlerde sağlam dengesin kurarak, üçüncü değil, ikinci millet seviyesine, varacaklarına hızlı olarak yorulmalı, çalışmalıdırlar.
 

Artık Türkmenler, bir çatı altında birleşmeleri ile kendilerini göstermekle, projelerini çalışarak, yorularak uygulamasını ortaya atmalı.

Türkmenlerin DAHUK, ZAHO, SÜLEYMENİYE, EERBİL, DİYALA, VASİT, BAĞDAT, MUSUL’DA bir çok yerlerde yoğun olmaları gündeme yetirmekle, varlıklarını ortaya sinirlendirmekle yansıtmalıyız.
 

Türkmenler çoğunlukta olduğu, Musul, TELAFER’İN, Kürt, Arapların egemenliği hâkimiyeti altından kurdurmak, Telaferin bir il statüsü olması, 18 eyalet projesini uygulamakla Kerkük Türkmen şehrinin Türkmenlerin hâkimiyetine dönmesini sağlamak, çünkü Kerkük’te doğru bir sayım veya seçim BM İnsan hakları gözetimi, denetimi altında yapılırsa, Türkmenlerin çoğunluğu olduğunu gerçeği belli olacaktır.
 

Artık Kürtlerin Kerkük’te Kürtleştirme politikasına karşı çıkarak, Hayallarında yerleşen politikayı değiştirmek gerekmektedir.
 

Kürtler birçok Türkmen bölgelerini kendilerine katmak isteyerek ve Irak’ın yapımında Kürt grupları son beklentileri, erekleri bağımsız bir Kürt devleti kurmaya çalışmaktadırlar.
 

Ve Kürtlerin politikası Irak hükümeti merkezi otoriteden uzak olarak, bir Kürt devleti peşindedirler, bunun yanında, Kürtler üzerinde durmuş oldukları en önemli doğal kaynak Kerkük petrolünün Kürt idaresine katılmasıdır.
 

18 Eyalet coğrafi federal sistem, Türkmen davasına daha fazla hizmet edecektir, aynı zamanda Türkmen milletinin haklarını garanti altına almaktır.
 

9 Nisan Saddam Hüseyin tutuklanarak, BAAS rejimi düştükten sonra, Şiiler yeni Irak’ın yapılmasında, Kürtlerin iyi ilişkilerde olmakla, birlikte çalışmaktadırlar.
 

Şiilerin tek amacı, Irak’ın nüfus çoğunluğuna sahip olmaktır, seçimlerde ağırlıklarını bırakmışlardı.
 

Ayrıca Irak’ın üzerinde, tüm Şiileriyle birlikte, bir Şii iktidarı kurmaya çalışarak, tüm arzularını gerçekleştirmişlerdir ve tutumları ortaya koyulmuştur.
 

ABD Kerkük politikasında, Kürtlere önem vererek, Irak Operasyondan öncesi, Irak muhalefeti toplantısı 15 Aralık 2002 de Londra da yapılarak, Kerkük haklarında kararlar alınmıştır.
 

Saddam rejiminden sonra, Irak muhalefet liderlerin George w. Bush ve temsilcisi Zalmay Halil Zad ile görüşmüştür ve temel hedef olarak Kerkük olduğunu gerçekleşmiştir.
 

ABD ile Kürt grupları arasında, olan bu oyunun farkına varan Türkiye Cumhuriyeti, Kerkük’ün geleceği ile ilgili Türkiye ABD üzerinde baskısı artarak, sonuçta Ankara 19 Mart 2003 tarihinde ABD Türkiye, ITC, KDP ve KYP arasında toplantı yapılmıştır, toplantı sonucu Türkiye Kerkük ile ilgili olarak önemli kararlar almıştır bunlardan:
 

1-Kürt Peşmergeleri Kerkük ve Musul şehrine girmeleri yasaklanmak gerekmektedir.
 

2- Kerkük’ün demografik yapısını değiştirmemeli, Kürtler.
 

Kürtler alınan kararlara karşı, saygı göstermeden yoğun bir şekilde baskı yaparak, Kerkük şehrine girmişlerdir, bunun yanında Kerkük’ün demografisini değiştirmeye başlayarak, yüz binlerce Türkiye, Suriye, İran Kürtlerini PKK’yı Kerkük’e yerleştirmişlerdir.
 

Ayrıca Irak’ın başkenti Bağdat seçimlerde çoğunluk sahta oyunlarla, 30 Ocak 2005 kırmızıçizgileri ihlal ederek, sahtelik yaparak kazanmışlardır.
ABD Kürtlerin politikasına karşı durmadan, onları desteklemiştir
 

Kerkük’te Kürtlerin akınlarına, saldırılarına ilişkin göstergeler görünmüştür.
 

Ayrıca Kerkük’te oluşturulan şehir meclisinde hâkimiyet Kürtlere verilerek, Ve çoğunlukta meclis Kürtlerden oluşmuştur, ABD Kerkük konusundaki politikası Kürtlerin çıkarlarına olmuştur.
 

Ve Kerkük’ün dengeleri de değişmiştir.
Çünkü Kürtler seçimlerde çok sahtelik yaparak, sandıkları ortadan kaldırmakla, DİYALA, MUSUL, ERBİL, TELAFER ve birçok yerlerde seçim TÜRKMENELİNDE yapılmadan, kendilerini yoğunluk göstermişlerdir.
Her zaman olduğu gibi Türkmenler, Irak’ın toprak bütünlüğünü savunarak tavırlarını ortaya koymuşlardır. Ama öteki milletir ise tam olarak Irak’ı bölmeye kalkmaktadır.

Türkmenler büyük roller oynamaları için, hazırlıklı olarak, harekete başlamakla, gereken hakların kazanmak amacıyla, milli mücadele davalarına sarılmakla, seslerini uluslar arası, tüm dünya ülkelerine bölgesel alanlara duyurmalı ve bu uğurda her türlü özveriliğe doğru çalışmakla, yorulmaya atılmalıdırlar.
 

Irak devletinin kuruluşundan bu güne kadar, Kürtler büyük bir sorun olarak büyümektedir.
 

Kürtler eskiden günümüze bölgeye hâkim olmak isteyerek, Kerkük Türkmen kimliğini kendi yararlarına kullanmaktadır. Ve petrolün bulunmasından bu yana, Kürtlerin Kerkük’ü istemeleri dehada artmıştır.
Kerkük’ün önde gelen Türkmen unsuru, her türlü baskı, işkence akına uğramıştır, binlerce yıllardan beri, Kerkük Irak Türkmen elinde yaşayan ve kendi toprakları olan yerler, bu topraklar büyük haksızlığa uğrayan, sahipsiz kalan, Türkmenler kanlarıyla, canlarıyla haklarını savunmaktadırlar.
 

Türkmen milleti, 1920 yıllarından milli haklarını kazanmak amacıyla, mücadele eden Türkmenler bugünkü durumlarına bakılırsa, her hangi bir kazanç olmamıştır.
 

Irak devleti kurulması, İngiliz politikası sonucu, Irak Türk topraklarından, Musul vilayeti, Kerkük, Musul, ERBİL, Süleymaniye koparılmıştır.
 

Türkmen şehri Kerkük, Arap yönetimine bırakılmıştır.
Bugünde Kerkük ABD ve İngilizlerin politikası sonucu, Kerkük Kürtlere bırakılmasına planlar çizmektedirler.
 

Artık Türkmenler Irak’ın yeni yapılmasında, haklarını savunarak, seslerini her bir yana duyurmakla, bugüne kadar haklarını barışçı bir yolla, politikasını izlemektedir.
 

Türkmenlerin milli davası ve Türkçülük politikası, sürerek Kerkük ve tüm TÜRKMENELİ yerleri, toprakları ellerine yakın bir süreçte dönerek, önceden kurmuş oldukları, büyük devletlerinin idari, siyasi, kültürel, tarihsel varlıklarını mutlu, umutlu günleri yaşayarak, mücadelelerini varlı güce sahip olmakla büyük Türk dünyasıyla, anavatanları Türkiye ile sürdüreceklerdir, Haklarını al kanlarıyla kanıtlanarak, birbirlerine sarılarak, birleşerek almalıdırlar.

 

KAYNAK: http://edebiyatgalerisi.net/2012/08/irak-turklerinin-milli-dava-milli-mucadeleleri-kerkuktur-2.html/

 

 


Yorumlar - Yorum Yaz
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

 23 nisan 1920

**SİTEMİZİN ANDROİD UYGULAMASI
Takvim
Saat
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam17
Toplam Ziyaret163724