EGEMENLİK MİLLETİNDİR!


EGEMENLİK
KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
MENGÜ SİTE :
BİZİM KÜREMİZ

Alternatif küreselleşme hareketleri içinde, yüksek başarı şansının, sadece en örgütlü olanlarda ve sarsılmaz bir amaç birliği doğrultusunda hareket edenlerde olduğunu gördüm.

Çevrecileri, yoksulları işsizleri, işçileri ve bütün barışçıları ellerim patlayıncaya kadar alkışlıyorum. Ancak ben bütün enerjimi, bilincimi, zamanımı ve çalışmamı artık bir başka alternatif küreselleşme hareketinde odakladım:

ANADOLU-
İDİL-URAL-
ALTAY KÜRESELLEŞMESİ

ANADOLU-İDİL-URAL-ALTAY KÜRESİ

Büyük Kafile'ye katılmak için, kim var diye düşünme!   "

"Ben varım" deyip "HAREKET"E GEÇ! ve SİVİL İNİSİYATİFİN
bir parçası ol;

Çünkü;
EĞER İSTERSEN KENDİ KÜRENDE ve KENDİ DÜNYA DÜZENİNDE 
YAŞAYABİLİRSİN!

 

     www.globalidilaltay.com

Not: Resim ve haritalar, facebook sosyal paylaşım ortamından buraya aktarılmıştır.

Üyelik Girişi

DOĞU TÜRKİSTAN'DAN BİR MEKTUP VAR!

           www.globalidilaltay.com
 
       BİR E-MEKTUBU PAYLAŞIYORUZ:
 
         
 
               "Aramızda “Akıyu”lar var mı acaba?

Ben yurttaşlarımı Akıyu’ya benzetmek istemezdim. 1 Ekim Bayramı (1 Ekim Kızıl Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal ettiği gündür), Çinliler için bayram, ama Doğu Türkistanlılar için matem, utanç günüdür… köleliğin başladığı gündür… soykırımın- cehennemin başladığı gündür. Tarihi kültürlü onurlu bir millet Türk-Uygur’un, sayısı bir buçuk milyar olan, insanlıktan nasibini almayan Hanzuların -Çinlilerin– ayakları altına düştüğü gündür. Çin konsoloslukları ile beraber rumka tokuşturarak kutlayan bir Uygur Türkü (ismini söylemeyeceğim) bana şöyle deyip Akiyu’yu hatırlattı.

– Sizler Doğu Türkistan’ı kurtaracağım diye ahmak, akıyu oluyorsunuz, bırakalım o işleri gelecek evlatlar halletsin…

– Akiyunun, ahmaklıktan başka, en önemli hasletinin, merkezi ideolojisinin ne olduğunu biliyor musunuz? (sordum ben)

– Bilmiyorum söyler misiniz?

– Akiyu’nun üstünden idam kararı çıkıyor. O, kendi ismini yazmasını bilmediği için, isim imza yerine bir çember çizmeye çalışıyor, ama o çemberi bile çizemeyip onun yerine kavun çekirdeği gibi bir şey çiziyor ve diyor ki “Bu işi sonraki evlatlara bırakmak lazım, belki onlar çemberi yuvarlak çizmesini becerir.”

Ama o iğrenç tip (karakter) bile, kendi ülkesine tecavüz edenler ile kadeh tokuşturmamıştı (dedikten sonra adamın yüz ifadesine baktım. O profesör kişi kendi âleminde ve vatan-millet şuurunu kaybetmişliğin tuhaf bir ruh karamsarlığı içindeydi, ben onun bana karşı gelmesini, kızmasını bekliyordum… maalesef o duygular da meydana çıkmadı, sanki o kaybedilmiş insani his-duygu, insani karakterin “huzuru”nu yaşıyormuş gibiydi. O son sözleri ile beni daha da şaşırtmayı becerdi.. dedi ki:)

– Ne olmuş ki, Doğu Türkistan'ın milli dili yok olursa yok olsun! Herkes Çince okusun. Gördünüz mü, benim taktığım pahalı kravat, giydiğim takım elbiseyi?! İşte Çince okursa, işte benim gibi Prof… olacak.
 
O, Uygur Türkü Profesör ile olan kısa sohbet benim gözümü açtı. Neden bu milletin fertleri bu hale geldi? Hem de okumuş bilgili insanlar?!
 
“Ne ceketler gördüm içinde insan yok.
Ne insanlar gördüm, üstünde ceket yok,”
Doğu Türkistan’dakiler ağır baskı altında, soykırım vahşeti içinde…

Dış dünyadaki (hür dünyadaki) Doğu Türkistanlı'nın, hatta hert Türkün gece ve gündüz, oturup ve kalkıp “vatanı nasıl kurtaracağız?” fikri üzerinde birleşmesi, acilen yeni yollar bulması gerekmez mi?! Hayallerin dalgalı denizine daldım… Akıyu o denizdeki küçücük böcek miydi?

– Hayır.
– Öyleyse Akıyu kim?
 
– Çin’in, Japonya’da tahsil görmüş meşhur yazarı Lüşun, Çinlilerdeki (Hanzulardaki) bütün kötülükleri toplayan bir “Akıyu” tiplemesi yapmıştı.
Mesela: Akuyı çok pis bir obraz, üstü başını bit basmış… Akıyu tembel… Akıyu hırsız… Akıyu arsız… Akıyu sapık, Akıyu ahmak… kendi kendini hep övüyor, kendini bilmez, o kendisi ahmak ama doğru iş yapanları “ahmak” diye suçluyor, ayıplıyor. Yapması gereken işleri yapmayıp “gelecek evlatlar yapar” diye sonrakilere bırakıyor (güzel işler yapıp devamını gelecek evlatlara bırakanların Akıyu’culuk ile hiçbir alakası yoktur elbette)
Gelelim esas konumuza…

1) Hür dünyadaki "Doğu Türkistan Diasporası" içinde, kendileri, soykırımda kalan vatan milletini kurtarmaya çabalamayan, hatta gök bayrak olan yere yaklaşmak istemeyen, şahsi nefsi, para, şöhret, unvan peşinde, kendi rahatı peşinde koşan; üstelik vatan kurtarma yolundaki mücahitleri, Türk dünyasının mücadelecilerini “Ahmak...” deyip hiç utanmadan onların dedikodusunu yapan “Akıyular” meydana çıkmaya başladı.

Bunlar milli mücadelemizden uzak kaçan “Akıyu”lardır. Bunların bazıları “Biz siyasetten uzak dururuz… Biz ilim adamlarıyız…” derler.

Ben diyorum ki, deniz altında kuru taş olmadığı gibi, düşman işgali, hatta tehditi altındaki ülkede, siyasetten uzak insan olamaz… Senin düşmana karşı gelmen de siyaset, düşmana satılman işbirliği yapman da siyaset, düşmanın kendi halkını nasıl öldürdüğünü göre göre susman, kaçman, tepkisiz kalman, ilgisiz kalman, kendi özel nefsin peşinde koşman… hepsi siyasettir.

Bazıları sadece bilim adamı olmak istiyor, ama sen düşman işgali altındaki bir milletin ferdisin, aldığın o bilimi kim için kullanman çok önemlidir.

Mesela; Göknur’da ya da Şien’de iki at, her iki atın üstünde yüklenmiş elmas… zenginlik var. Bir at çok güçlü, sağlam at. İkincisi biraz topal, biraz zayıf güçsüz bir at. Güçlü at Pekin’e doğru yola çıktı. Zayıf at ise Doğu Türkistan’a doğru yola çıktı…

At başının hangi yöne bakması önemli, yani kim için çalışmak önemlidir. Biz elbette bilim, fen, tekniğe önem verilmesi taraftarıyız. Bizim atlarımız hem güçlü, hem sağlam olmalı ki, menzil nişanı bulsun, Doğu Türkistan (vatan kurtarma) ideali gerçekleşsin isteriz.

Bütün hür dünyadaki Doğu Türkistanlılar ve Türk Kardeşler! Hepinizin vatan kurtarmadan ibaret alınacak insani vazifeniz olduğunu unutmayın! Bu vazifeyi, görevi iyi yapan Doğu Türkistanlı ve Türk, ancak iyi insandır.

2) Çeşitli çile, cefalar ile boğuşarak, müstahkem iradesi ile vatan kurtarma yolunda adım atan bütün yurttaşlarıma ve soydaşlarıma teşekkür ederim. Allah yardımcımız olsun!

Üzülerek söylemek zorundayım. Mücahitler içinde Akıyu’nun bazı hasletleri görülmeye başladı: Mesela; biraz tembellik ve işi sonraki evlatlara bırakmak.

Hemen, şimdi, acilen yapmamız gereken çok işler var. Düşman çok hızlı, binbir koldan, binbir yoldan, binbir çeşit silahlar ile, binbir çeşit yöntemler ile soykırım yapıyor, Türkleri ve Türklüğü yok ediyor.

Biz düşmandan daha da hızlı, daha da yeni strateji yöntemler geliştirerek, düşmana galip gelmemiz lazım.

Bizim davamız haklı dava, biz sadece doğruları doğru anlatabilirsek, dünyanın adil insanlarının hepsi bizi destekleyecek, zafer bizim olacaktır!

Zalimin zulmü varsa, bizim âhımız var. Âhımızı anlatalım insanlık dünyasına, anlatma imkânımız var iken, mücadele etme, vatanımızı kurtarma fırsatımız var iken, “âhımızı” neden sonraki evlatlara bırakalım?! (bunun Akıyucu’luk olduğunu bilmeyenler bilsin!)

Cenabı Allah’tan başka kimseye kul olmamamız lazım. İnsan eti yiyen Çinlilere 63 senedir köle olduğumuz yetmedi mi? Hür dünyadaki bütün Doğu Türkistanlılar ve Türkler, bir niyete gelerek (Akıyu hastalığı bulaşmışsa, her birimiz acilen tedavi olarakk, her birimiz kendi kendimizi sağlam mücahit yaparak) vatanı kurtaralım, hür - bağımsız Doğu Türkistan’ı ve Dünya Türklüğü'nü kurarak insan gibi yaşayalım."

22/02/2012

Zeynure İsa
 
 
Not: Resim Facebook sosyal paylaşım ortamından aktarılmıştır.

Yorumlar - Yorum Yaz
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

 23 nisan 1920

**SİTEMİZİN ANDROİD UYGULAMASI
Takvim
Saat
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam12
Toplam Ziyaret164240